Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Ortaya koyduğumuz rekabetçi teknolojiler ile küresel ölçekte değer üreten bir yapay zeka ekosistemi inşa etmek istiyoruz. Ülkemizin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20 içinde yer almasını sağlamak için kararlılıkla çalışacağız” dedi.
Bakan Varank, Yapay Zeka Politikaları Derneği’nin (AIPA) çevrimiçi olarak düzenlediği 1. Yapay Zeka Zirvesi “AI -Tomorrow Summit” etkinliğinin açılışına video mesajla katıldı. Yapay zekanın hayatın tüm alanlarına hızla yayılmaya devam ettiğini belirten Varank, geliştirilen teknolojilerin insan hayatını, ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendirdiği bir dönüşüm sürecine geçildiğini dile getirdi.
Öncül teknoloji
Dünyanın en değerli markalarının sıralandığı listelerde artık yenilikçi teknolojileri ve yapay zeka platformlarını kullanan şirketlerin görüldüğünü anlatan Varank, “Yapay zeka, kamu, iş dünyası, ekonomi ve toplumun bütününü etkileyen öncül teknolojilerin başında geliyor. Sağlık, eğitim, ulaşım, haberleşme, siber güvenlik, finans, akıllı şehirler ve oyun, yapay zeka teknolojilerinin en çok beslediği alanlar” diye konuştu.
TOGG’dan örnek verdi
Bu noktada TOGG’dan örnek veren Varank, “TOGG dünya sahnesine çıktığı ABD’deki Tüketici Elektroniği Fuarı’nda marka DNA’sına uygun olarak teknoloji ve sanatı bir araya getirdi. Marka hedeflerini ve vizyonunu, yapay zeka algoritmasıyla kelimelerin görselleştirilmesi tekniğini kullanarak ve yine makine öğrenmesiyle 2 bin 500 klasik Türk müziğinden oluşturulan ritmik ve tınısal yeni bir melodi ile anlattı” şeklinde konuştu.
Ulusal yapay zeka stratejisi
Varank, yapay zekanın, “Dijital Türkiye” ve “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonu doğrultusunda belirlenen kalkınma hedeflerinin temel taşıyıcılarından biri konumunda olduğuna dikkati çekerek, “Bu itibarla geçtiğimiz yıl, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve ilgili tüm paydaşlarla Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi hazırladık. Belirlediğimiz stratejik önceliklerimiz doğrultusunda, beşeri sermaye, Ar-Ge ve girişimciliğin desteklenmesi, altyapı ve kaliteli veriye erişim, sosyoekonomik uyumu hızlandıracak hukuki düzenlemeler ve uluslararası işbirliği konularına odaklandık” şeklinde konuştu.
Doğrudan etki
Yapay zekanın, uluslararası güç dengelerine doğrudan etki edebilme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Varank, 60’tan fazla devletin, ulusal yapay zeka stratejisini açıkladığını ve bu alana yönelik ciddi adımların atılarak, yatırımların yapıldığını kaydetti.
Kararlılıkla çalışacağız
“Ortaya koyduğumuz rekabetçi teknolojiler ile küresel ölçekte değer üreten bir yapay zeka ekosistemi inşa etmek istiyoruz” diyen Varank, “Ülkemizin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20 içinde yer almasını sağlamak için kararlılıkla çalışacağız. Bunu gerçekleştirebilmek yapay zeka teknolojilerine yön verecek nitelikli insan kaynağına sahip olmaktan geçiyor” ifadelerini kullandı.
Yenilikçi girişimler
Türkiye Açık Kaynak Platformu’ndan 42 yazılım okullarına, DENEYAP Teknoloji Atölyelerinden, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programına, TEKNOFEST’e kadar çok yenilikçi girişimlerin mevcut olduğuna dikkati çeken Varank, bu yenilikçi projelerle bir yandan daha fazla yazılımcı yetiştirilmesini sağlarken bir yandan da gençlerin teknolojik yeteneklerinin geliştirilmesini desteklediklerini dile getirdi.
Ar-Ge ve inovasyon kültürü
Yapay zeka alanındaki hedeflere ulaşmanın bir diğer ön şartının Ar-Ge ve inovasyon kültürü ile bu alandaki girişimciliğin yaygınlaştırılması olduğunu aktaran Varank, gerek altyapı gerekse proje bazlı desteklerle özel sektörün yatırım yapmasını teşvik etiklerini söyledi.
Çağrı yaptı
İlgili paydaşları uluslararası fon imkanlarından etkin şekilde faydalandırmak için çalışmalar yapıldığını bildiren Varank, bu noktada araştırmacılara ve girişimcilere, “2021-2027 döneminde Ufuk Avrupa ve Dijital Avrupa programları işletmelerimiz ve araştırmacılarımız için önemli finansman imkanları sunuyor. Lütfen buralara başvurun. Başvuru süreçlerinde size her türlü desteği danışmanlığı vermeye hazırız. Yine bizzat kurduğumuz kuluçka merkezleri ve girişim sermayesi fonları ile teknoloji tabanlı girişimciliğin gelişmesi için her türlü imkanı sağlıyoruz” çağrısını yaptı.
Veri üretimi
Yapay zeka alanındaki temel belirleyicilerden birinin de veri ve veri işleme altyapıları olduğuna dikkati çeken Bakan Varank, “Sizce dünyada yılda ne kadar veri üretiliyordur? Her gün atılan 500 milyon tweet, 294 milyar e-posta, 4 milyon GB Facebook paylaşımı, 65 milyar WhatsApp mesajı, YouTube’a her gün eklenen 720 bin saatlik yeni içerik inanılmaz bir bilgi yığını oluşturuyor. Çok fazla veri üretiliyor. Şunu söyleyebilirim; dünyada yıllık 41 zettabyte veri üretiliyor ve bu her geçen gün artmaya devam ediyor” bilgisini paylaştı.
Sosyoekonomik dönüşüm
Verinin büyüklüğü, hacmi ve çeşitliliği kadar verinin doğru etiketlenmesinin de çok önemli olduğunu dile getiren Varank, bu konularda gerek TÜBİTAK bünyesinde gerekse uluslararası işbirlikleri yoluyla yürütülen önemli çalışmalar olduğunu aktardı. Yapay zeka konusunun bir de sosyoekonomik boyutu bulunduğuna dikkati çeken Varank, yapay zekanın nüfuz alanı genişledikçe bireysel alışkanlıkların, iş yapış şekillerinin, meslekler ve hatta kurumsal yapıların üzerindeki uyum baskısının sosyoekonomik dönüşümü de tetiklediğini dile getirdi.
Yapay zeka kullanımı
Yararlı bir teknolojinin dönüştürücü etkisinin sağlıklı olabilmesi için onun duygusal olarak kabul edilip sosyal olarak da onaylanması gerektiğini dile getiren Bakan Varank, “Şu an yapay zekanın yaygın kullanım şekli önceden kodlanmış tecrübe ve istatistikleri değerlendiren bir yazılımdan hallicedir. Ama iyi bir yapay zeka, sistemde tutarsızlıklar ve boşluklar varsa bunları çok hızlı bir şekilde bulacaktır. Ancak sonrasında vereceği karar, tamamen içine gömülmüş algoritmasına bağlı olarak değişecektir. Peki yapay zeka bir hacker olmaya karar verirse acaba ne olur? İşte tüm bu etik tartışmalar da aslında önümüzdeki dönemde daha fazla gündeme gelecek, daha fazla gündemimizde yer tutacak” dedi.