Tabağımızda bulunan, bir yemekten çok daha fazlası olabilir. Hele ki o lezzet sizin elinizden çıktıysa hikaye, emek ve çokça da sabır barındırır. TİAD Yönetim Kurulu Eski Başkanı ve bugün de Haysiyet Divanı Hakem Üyesi Bülent Yılmazer’in ağız sulandıran fümelerine @aaretfume instagram sayfasında rastladık. Bu kez bir tarif değil, fotoğrafıyla bile lezzeti hakkında fikir veren fümenin hikayesini onun kaleminden paylaştık.
Füme ürünlerle ilk tanışmam 1978 yılında üniversite tahsili için Almanya’ya gitmemle oldu. O dönemde ülkemizde bu tür ürünler çok daha nadir bulunuyordu. Özellikle somon füme, hiç tatmadığım bir lezzetti. Devamında muhtelif diğer füme ürünlerini de tanıma fırsatım oldu ve bu lezzetleri çok sevdim.
Emekli olunca meşgale ihtiyacı hasıl oldu
2017 yılında profesyonel yöneticilik, takım tezgahları ticareti ve devamında talaşlı imalat dalında sanayiciliği kapsayan 31 senelik iş hayatı sonrası kendimi emekli edince, bir zaman sonra bir meşgale ihtiyacı hasıl oldu.
Oldum olası yemek yapmayı ve yemeyi sevdiğim için aklıma fümeleme geldi. Kırklareli’deki evimizin bahçesinde, bir dostumun imalatı olan küçük bir tütsüleme dolabı ile denemeler yapmaya başladım. Tabii ki internet ve özellikle YouTube, bu konuda uçsuz bucaksız bir bilgi kaynağı. Öncelikle kendi favorilerim olan somon ve hindi göğüs fümelemeye başladım.
Başlangıçta hobiydi ama… Devamında dana kontrfile, dil, uskumru, peynir ve sucuk gibi çeşitleri de denedim ve kendimce başarılı oldum. Aslında bu işe başlarken bunu sadece kendi ailem ve eş-dost için bir hobi niteliğinde yürütmeyi düşünüyordum. Fakat zaman içerisinde ürünlerimi tadanlardan gelen çok olumlu geri dönüşler üzerine ve çok yakın üç arkadaşımın da katkısı ile bu işi yarı profesyonel boyuta taşımaya karar verdik ve “Aaretfüme” markası altında ürünlerimizi online satmaya da başladık.
İsmin kaynağı, dört kişilik dostluktan geliyor
“Aaret “ ismi nereden geliyor derseniz, malumunuz ben Kırklareli’liyim. Trakyalılar kelime başlarındaki “h” harflerini yutarlar, söylemezler. “Hortum” demezler, “ortum” derler mesela… Bir de “ahretlik” müessesesi vardır Trakya’da… İnsanlar çok sevdikleri, güvendikleri kişilere “ahretlik” ya da kısaca “ahret” derler. Biz, dördümüz de çok eski dostlar olduğumuz için markamızı ahretin Trakya lehçesi ile söylendiği şekliyle, “aaret” olarak belirledik ve tescil ettirdik. Keza “Hisli peynir, Hisli et” ve “Hisli balık” markaları da adımıza tescillidir. Tahmin edeceğiniz üzere, hemşerilerimiz hisli et isterlerken isli et derler ve taşlar yerli yerine oturur.
Fümenin tarihi, insanlık kadar eski…
Dost sohbetlerinde hep söylüyorum, bence insanoğlu ateşi bulduktan bir hafta sonra etleri pişirip yemeyi, üç hafta sonra da fümelemeyi keşfetmiştir diye. Fümelemenin esas amacı çabuk bozulabilen ve mevsimsel olarak sürekli bulunamayan gıda ürünlerini daha uzun dayanır hale getirmek ve daha sonra tüketmek üzere saklayabilmektir. Bu arada uzun yıllar boyunca yapılan denemeler ile birtakım baharatların da fümelenecek ürünlere güzel lezzetler kattığı keşfedilmiş ve bunlar da reçetelere ilave edilmiştir.
İyi fümenin püf noktası
Bizce kaliteli füme yapmanın sırrı, elbette en başta iyi ve kaliteli hammaddeler, sadece ve sadece doğal ürünler kullanmak; reçetelere sadık kalmak ve proses boyunca ısı kontrolünü optimize etmektir.
Kendi tasarımları olan füme dolabıyla üretim
Şu anda bir seferde yaklaşık 50 kg ürün tütsüleme kapasitesine sahip, kendi tasarım ve imalatımız bir ana dolabımız var. +/- 1 derece hassasiyetle proses ısısını kontrol edebiliyoruz. Büyük partiler imal edip saklamak yerine; daha zahmetli ve pahalı bir yöntem olmasına rağmen, daha küçük partiler ve daha sık imalat yöntemini uyguluyoruz.
Gerçek damak zevki sahibi insanlara hizmet
Gene eşimize dostumuza dediğimiz gibi, biz bu işi severek yapıyoruz. Sürdürülebilirse de; fazla büyümeden, zincir market raflarına girmeden, işinin hakkını vererek ve eliyle yoklayıp burnuyla koklayarak imalat yapan, gerçek damak zevki sahibi insanlara hizmet veren bir butik işletme olmak ve öyle kalmak istiyoruz…